Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Göçmen karşıtı, göçmen kaçakçısı oluyor da...

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Günlerdir Esad'ın ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşılıklı açıklamalarıyla başlayan gelişmelerin üzerinde duruyorum.
Pazar gecesi Kayseri'de Suriyelilere karşı başlayan saldırılar ve sabahında Suriye'nin kuzeyinde Türk bayrağının yakılması, konunun ne kadar hayati olduğunun kanıtı.
Zira Ankara ile Şam arasındaki normalleşme, dışarıda olduğu kadar içeride de statükodan beslenenlerin korkulu rüyası.
Bu iş yalnızca ABD seçimleri öncesi kaostan faydalanıp sandık oyunlarıyla meşruiyet kapma peşinde olan PKKYPG'nin hedefiyle sınırlı bir mesele değil. ABD, PKK-YPG'nin varlığını, Gazze'den kuzeydeki Lübnan'a yönelen İsrail'i Suriye'de tahkim etmek için kullanıyor. Doğu Akdeniz'deki o savaş gemileri Filistin için gelmedi ya.




Arap coğrafyasındaki rakiplerimizin televizyonları da İstanbul'da işadamı Arap turistlere bıçak çeken bir ayyaşın görüntülerini çevirip duruyorlar.
Sırtlarına bayrak asıp sokaklarda Suriyeli avına çıkan çapulcuların son tahlilde neye hizmet ettikleri umurlarında değil elbette. Baksanıza İçişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklamalara göre Kayseri'de darp, yağma, kundaklama yaparken suçüstü yakalananlar arasında taciz, hatta inanmayacaksınız "göçmen kaçakçılığı" suçundan sabıkası olanlar bile var.
Demek onlar bile işler kesatlaşacak diye telaşlanmışlar.
Haklısınız bu tetikçilere gelene kadar pogrom denemesi yapıldığı bir gecenin karanlığında ateşe benzin döküp "Yeter. Millet vatanını istiyor. Tüm Suriyeliler, kaçaklar dışarı" yazan "Solcu" Gürsel Tekin gibi siyasiler var...
Sonra, Suriyeli ailelerin evleri basılırken, CHP'nin kanalı Halk TV'de sabaha kadar "Suriyelilere hastane ücretsiz" türünden defalarca yalanlanmış nefret klişelerini tekrar eden gazeteciler var.
"Milliyetçi abi" pozlarıyla geçinip, ancak PKK'nın işine yarayacak bu provokasyona katılan gençlere bir "dur" deme ihtiyacı hissetmeyen, ortalığı Ümit Özdağ'a bırakanlar da...
Var Allah var.

***


YENİ SAĞLIK BAKANI'NDAN BEKLENTİMİZ
Görevini Kemal Memişoğlu'na devreden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Benim dönemim acı ve sarsıcı olayların dönemi oldu" dedi.
Gerçekten Bakan Koca, pandemi ve deprem gibi dönüm noktalarında işbaşındaydı. İşi zordu. Depremi iyi yönetti. Ancak görevi başındayken de kararlı şekilde yazdığım, söylediğim gibi, pandemi, AK Parti hükümetlerinin alametifarikası olan sağlık sistemine güveni sarstı. Altyapıdan bahsetmiyorum. O konuda hâlâ dünya sıralamasındaki yerimizi koruyoruz. Ancak küresel pandemi politikalarıyla birlikte hastalık hastası hâline getirilen insanlar arz-talep dengesini altüst etti. Bu milyarlarca dolarlık sağlık sektörünü palazlandırdı. Hasta-hekim ilişkileri bozuldu.



Evet, "Ne yapsaydık, çağdaş dünyadan mı kopsaydık?" gerekçelerini ben de çok sık işitiyorum ama bunları eski bir tartışmayı açmak için hatırlatmıyorum. Önümüze bakmalıyız.
Yeni Sağlık Bakanı'ndan beklentimiz, sağlıkta tıbbın önüne geçen ticarileşme eğilimine neşter atması. Özellikle özel hastaneler mercek altına alınmalı.

***


MÜESSES NİZAM TRUMP DİYOR
Kasım seçimlerinin favori adayı Donald Trump'a, hakkındaki skandal kararlarıyla tartışılan ABD yargısından şaşırtıcı bir karar geldi.
ABD Anayasa Mahkemesi, bir önceki başkan Trump'ın 2020 seçimlerine müdahalesine ilişkin cezai suçlamalarına karşı başkana geniş dokunulmazlık tanıyan bir karar verdi.
Bu, Kongre baskını dâhil bütün komploların rafa kaldırıldığının kanıtı.
Gazze meselesinde aldığı şahin tavırla müesses nizama "sınırlarını bildiğini" gösteren Trump'ın düzenle anlaşmasının resmi olan bu karar, kasımdaki seçimlerin sonucunun da ilanı.
Geçmiş olsun mu diyelim?

***


YETER BU KADAR SİESTA
Yunanistan'da önümüzdeki pazartesiden itibaren haftalık mesai günü beşten altıya çıkıyor.
Hükümet, yıllardır süren borç krizinden beri yaklaşık 500 bin vatandaşın ülkeden göç ettiği Yunanistan'ın işgücüne ihtiyaç duyduğunu söyleyerek "Çalışmaya mecburuz" diyor.




Öğle sıcağında serin evlerinde uyumaya çekilen siestacı Yunanlar, sendikalar, muhalefet ise "Zaten İngiliz fiyatlarındaki bir ülkede Bulgar maaşlarıyla geçiniyoruz" diye isyanda.
Bu arada resmi verilere göre Yunanistan'da ortalama çalışma süresi 41 saat. Türkiye'de ise 43.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA